Yapay Döllenme Yöntemi ile Dünyanın İlk Yavru Aslanları Doğdu!

Pretoria Üniversitesi’nden (UP) bilim insanları ilk defa aslanları kullanarak yapay döllenme yöntemini kullandılar. Yapay döllenme yöntemi ile 25 Ağustos 2018 tarihinde lsabel ve Victor adında iki sağlıklı aslan yavrusu dünyaya geldi. Bu yöntem yeni bir teknoloji olmamasına rağmen,araştırmacıların, işlemin aslanlar üzerinde başarılı olması için süreci düzenlemeleri gerekti.
Aslanlar örnekleri sağlamak için eğitildi
Bilim insanlarının kullandıkları yeni tekniklerden biri de dişi partneri seçtikleri kısımdı. Bir erkek aslandan sperm aldıktan sonra, en iyi alıcıyı belirlemek için dişi aslan popülasyonundaki hormon seviyelerini ölçtüler. Daha önceden belirlenen dişi aslanların günlük rutinlerinin biliniyor olması araştırmacıların örnek alımını kolaylaştırdı.Bu yöntemle elde edilen sonuç bilim insanları için gurur kaynağı olmasına rağmen birçok otorite tarafından projenin etiği sorgulanmaktadır.
Hayvan hakları aktivistleri, keşfedilen bu yöntemin, bazı kesimler tarafından ticari fırsat olarak düşünülmesinden endişe duyuyor. Bilim insanları ise bu görüşe karşı çıkıyor.
Yeni Yapay Zeka yöntemleri diğer büyük kedi türlerine uzanabilir
Bilim insanları bu teknolojinin soyu tehlikede olan aslan türlerini canlı tutmak için gerekli olduğunu ve tekniğin aynı zamanda tehdit altında olan çitalar ve diğer büyük kediler için de uygulanabileceğini söylüyorlar. Büyük kedi familyasından olan Afrika aslanı, şu anda Uluslararası Doğayı Koruma Birliği’ne (IUCN) ait “Tehdit Altındaki Türlerin Kırmızı Listesi’nde ‘savunmasız’ olarak isimlendirilmiştir.
Batı Afrika aslanının alt popülasyonunun kritik olarak tehlikede olduğu ve Asya aslanının da vahşi doğada tehlikede olduğu düşünülmektedir. Afrika aslanı yabani popülasyonu, oldukça azalmıştır ve bu durum avlanma, habitat kaybı ve salgın hastalıklarla birlikte, son iki yüzyılda sayıca büyük bir azalmaya neden olan soy-içi üremeye (akraba ile çiftleştirme) neden olmuştur. 1800’lü yıllarda 1,2 milyon olan Afrika aslanı popülasyonunun 2016’da yaklaşık 25.000’e ve 2018’de de 18.000’e düştüğü tahmin edilmektedir.
Bu tür projelerde akla gelen ilk isim olan Dr. Isabel Callealta, genetiğin daha hızlı ve daha geniş bir dağılımını sağlamak ve hastalık bulaşmasını azaltmak için yeni tekniklerin uygulanabileceğini söylüyor.Sonuç olarak, bu tür yöntemlerin geliştirilmesi ve sayısının arttırılması soyu tehlikede hayvan türlerinin korunmasında büyük fırsatlar sunacaktır.
Kapak Görsel Kaynak: Get Wallpapers
Kaynak: Interesting Engineering